Tarife Savaşları ve Faiz İndirimleri Arasında Yatırım Stratejisi

Tarife Savaşları ve Faiz İndirimleri Arasında Yatırım Stratejisi

Küresel piyasalar, 2025’in son çeyreğine girerken yatırımcıların alışık olduğu klasik parametrelerle açıklanamayacak kadar karmaşık bir tablo çiziyor. Geleneksel olarak faiz oranları, değerlemeler ve büyüme beklentileri piyasalardaki yönü belirlerken, artık bu üçlünün yanına tarifeler, politik riskler ve şirket gelir kompozisyonları eklenmiş durumda.

Öncelikle Çin’in yeniden değerleme sürecine ve ABD’nin politika adımlarına dikkat çekmek gerekiyor. Çin hisseleri uzun süre düşük fiyat-kazanç oranlarıyla işlem görürken, yılın ilk yarısında bu algıda bir iyileşme başladı. Ancak bu toparlanma henüz kırılgan. Çünkü Çin’in ekonomik verileri, özellikle tüketici güveni ve ihracat rakamları, hâlâ beklentilerin altında seyrediyor. ABD tarafında ise faiz indirimlerinin yeniden gündeme gelmesi, düşük süreli (low-duration) hisseler için avantajlı olsa da, uzun süreli (high-duration) hisselerin geri dönüş ihtimalini gündeme taşıyor. Tarihsel olarak ABD hisseleri bu tür döngülerde uluslararası muadillerine göre daha iyi performans göstermişti, ancak bu kez tablo farklı olabilir.

İkinci kritik başlık, ABD gelirlerine yüksek bağımlılık. Tarife gerilimleri ve ticaret savaşları, özellikle ABD gelirinin büyük bölümünü yurt dışından elde eden şirketleri sert şekilde etkiliyor. Bu firmalar yılın başından bu yana yaklaşık %10 geride kalırken, daha dengeli gelir kompozisyonuna sahip şirketler görece daha iyi performans sergiledi. Avrupa ve Japonya gibi bölgelerdeki şirketler içinse durum daha zor. Çünkü küresel talep yavaşlarken, ABD’ye bağımlılık hem gelirlerde dalgalanmaya hem de yatırımcı algısında bozulmaya yol açıyor.

Üçüncü nokta, sektör bazlı kırılganlıklar. Sanayi, materyal ve sağlık sektörlerinde ABD dışı gelirlerin ağırlığı fazla. Bu nedenle tarife haberleri ve politika açıklamaları bu hisseler üzerinde doğrudan baskı oluşturuyor. Örneğin, Japonya’da otomotiv sektörü ya da Almanya’da sanayi devleri, ABD’den gelen haber akışına aşırı duyarlı hale gelmiş durumda. Bunun tam tersine, iç pazara odaklı ve gelir çeşitlendirmesi yüksek şirketler, yatırımcıların “güvenli liman” tercihi olarak öne çıkıyor.

Dördüncü olarak, faiz indirim döngüsü ve “high-duration” hisselerin dönüş potansiyeli. ABD’nin tekrar faiz indirimine gitmesi, uzun vadeli nakit akışı üreten teknoloji ve büyüme hisseleri için can suyu olabilir. Ancak burada da soru işareti büyük: Önceki döngülerde ABD hisseleri uluslararası emsallerine göre ciddi bir üstünlük sağlamıştı. Bu kez küresel ekonomik yavaşlama ve jeopolitik riskler nedeniyle bu üstünlük daha sınırlı olabilir. ABD’nin avantajı, gelişmiş sermaye piyasalarının derinliği ve teknoloji devlerinin global ölçekte yarattığı kâr marjları. Fakat eğer tarife savaşları tırmanırsa, bu şirketlerin gelirlerinin önemli kısmı baskı altında kalabilir.

Son olarak, yatırımcı psikolojisi ve stratejik portföy yönetimine değinmek gerekiyor. Piyasalarda bugün “tek doğru” yok. Kimi yatırımcı düşük süreli hisselerde istikrar ararken, kimisi yüksek süreli hisselerin geri dönüş potansiyeline oynuyor. Bazılarıysa tamamen politik riskleri fiyatlayarak ABD iç pazarı güçlü olan şirketlere yöneliyor. Öne çıkan gerçek şu: küresel piyasalarda artık yalnızca ekonomik veriler değil, politik gelişmeler, gelir kompozisyonları ve coğrafi riskler de en az faiz oranları kadar belirleyici hale geldi.

Küresel ticaret dengelerinin belirsizliği, ABD’nin faiz politikası ve Çin’in ekonomik yeniden dengelenme süreci, önümüzdeki dönemde yatırım stratejilerinin rotasını belirleyecek. Çeşitlendirilmiş gelir yapısına sahip, ABD iç talebinden beslenen ve tarife riskine düşük maruziyet gösteren şirketler, yatırımcıların öncelikli tercihi olabilir. Ancak bu stratejinin kalıcılığı, Washington ve Pekin’in atacağı adımlara ve küresel ekonominin resesyon eşiğinde olup olmamasına bağlı olacak.

Eren Kuru

Sipay Elektronik A.Ş.’de Hazine Müdürü olarak görev yapmaktadır. Daha önce Garanti Leasing Hazine, Borsa İstanbul İş Geliştirme Departmanı, Vakıf Yatırım Yatırım Danışmanlığı ve Algoritmik Trading Departmanı ile Ziraat Portföy ve Allbatross Portföy’de Fon Yönetimi birimlerinde görev almıştır.

NULL string(327) "Sipay Elektronik A.Ş.’de Hazine Müdürü olarak görev yapmaktadır. Daha önce Garanti Leasing Hazine, Borsa İstanbul İş Geliştirme Departmanı, Vakıf Yatırım Yatırım Danışmanlığı ve Algoritmik Trading Departmanı ile Ziraat Portföy ve Allbatross Portföy’de Fon Yönetimi birimlerinde görev almıştır."

Do you want to display the English version of our website